BU GÜNLERDE REKTÖR SEÇMEK

Nam-ı Müstear

E-Posta :

 YÖK’ün  ve Üniversitelerin  yıl boyunca  gündeminden düşmeyen  fakat  toplum olarak çokta farkında olmadığımız  bir konudan bahsedeceğiz  . Türkiye’nin dört bir yanında bulunan 21 üniversitede rektörlük seçimleri  Haziran'da yapılacak. Akdeniz Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Cumhuriyet Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, Dicle Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Fırat Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi, İnönü Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, ODTÜ, Trakya Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi. Bu arada Ankara, Atatürk, Dicle, Dokuz Eylül, Ege, Ondokuz Mayıs, ODTÜ ve Uludağ Üniversitesi'nde 2016 Haziran ayında Rektörlük seçimleri yapılacak

      Peki bu seçimler nasıl yapılır bir fikrimiz görenimiz duyanımız var mı ? Bir girizgah yapalım seçimler sırasında ilk olarak öğretim üyeleri oy vererek ilk altıya giren adayları belirlemekte  YÖK kurulu ise bu adaylardan üç tanesinden birini atamak üzere  Cumhurbaşkanına göndermektedir .Normal şartlar altında ne kadar adil ve her kesimin fikrinin alınmış olduğu bir seçimmiş gibi görünsede  kişisel kanaatimce  çokta kullanışlı  bir sistem değil .Öyle ki;bu  sistemde bir rektör adayı düşünelim ilim yuvası olması ve her an gelişmesi gereken bir  üniversiteyi  menfaat çekişmelerinden ayrı tutabilsin çünkü kontrol mekanizması olması gereken yerde aynı zamanda bir aday kendileri ve kontrol etmelerı gereken sistem unsurları kendi üzerinde söz sahibi.

         Geçtiğimiz yıllarda üniversite rektörlerinin belirlenmesi için bir dizi çalışma yürüten YÖK, Haziran 2016 öncesi kolları sıvadı. Alınan bilgilere göre YÖK, üniversitelerde seçim yapmayı planlamıyor.Bu arada YÖK hazırlanan kanun tasarısıyla ilgili resmi internet sitesinden yazılı bir açıklama yaptı.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Yükseköğretim Kurulu Anayasa tarafından yükseköğretimi planlamak, düzenlemek, yönetmek ve denetlemekten sorumlu olarak görevlendirilmiştir. Son yıllarda yükseköğretimdeki sayısal bakımdan büyüme Yükseköğretim Kurulu’na yeni sorumluluklar getirmiş ve Kurul’u sistemin pek çok alanında yurt içi ve yurt dışındaki gelişmelere cevap verecek kuramsal ve kurumsal değişikliği gerçekleştirmesini gerekli kılmıştır. Yükseköğretimin dünyada küreselleşen yapısı, Türkiye’nin de dahil olduğu, Avrupa yükseköğretim alanını da aşan, akademide evrensel ilkeleri gerçekleştirme arayışları kadar Avrupa yükseköğretiminde yaşanılan sorunların da bir sonucu olan Bologna süreci, en önemlisi kendi ulusal referans çerçevemizin, milli politikalarımızın, kapasite ve hedeflerimizin de dikkate alınması gerekmektedir. Bu yeniden yapılanma; çeşitlilik, performans değerlendirilmesi, rekabet, kalite güvencesi gibi evrensel kavramların oluşturduğu bir zeminde gerçekleşmelidir. Bu temel zihniyet ve ilkeler çerçevesinde, yükseköğretimin yeniden yapılandırılması çalışmaları belli bir süreç dâhilinde yürütülecektir. Çok kısa bir zaman içerisinde öncelikle üniversitelerimizin rektörlerinin, daha sonra konunun diğer ilgili bütün taraflarının katkılarının teminine çalışılacak, şeffaflık ve katılımcılık ile bu süreç yürütülecektir. Yükseköğretim Kurulu olarak “Yükseköğretim Kanunu Tasarısı” çalışmasını başlattığımızı kamuoyuna duyururuz”

          Değişim öyle yada böyle şart  yetkili makamlarda bu konunun farkında olduğuna göre bize düsen bunu en sağlıklı şekilde yapılabilmesini temenni etmek ve tüm uygulayıcılarına adil gelisime açık   bir çalışmalar temenni etmek .